yozgat psikoloji

Psikolojik Durumlar

element element element element
Depresyon (majör depresif bozukluk) nasıl hissettiğinizi, nasıl düşündüğünüzü ve nasıl davrandığınızı olumsuz etkileyen yaygın ve ciddi ancak tedavi edilebilen tıbbi bir hastalıktır. Depresyon sürekli üzüntü halinde olmaya ve zevk veren durumlardan keyif almamaya yol açar. Depresyon tedavi edilebilir ve tedavi gerektiren tıbbi bir durumdur.
Anksiyete bir diğer adıyla kaygı bozukluğu, psikolojik bir rahatsızlıktır. Günlük yaşamda kaygı duymak her ne kadar normal olsa da, dozunda bir aşırılık mevcutsa o zaman tıbbi bir hastalıktan söz edebiliriz. Anksiyete bozukluğu olan kişilerde, yoğun, sürekli devam eden bir endişe hali ve günlük hayatta rastlanılan durumlara karşı korku vardır. Panik atak krizleriyle de kendini gösterebilir. Bazı terapi yöntemleri ve tıbbi bir tedavi ile çözüme ulaşılabilir.
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), insanların obsesyon adı verilen sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması ve bu düşüncenin kendisini rahatsız etmesinden ötürü, genellikle rahatlamak amacıyla ritüel veya kompulsiyon adı verilen sürekli tekrar eden davranışlarda bulunmasıyla karakterize bir durumdur. Obsesif kompulsif bozukluğa (OKB) sahip hastalar, kontrol edemedikleri düşünceleri, korkuları veya imgeleri saplantı halinde yaşarlar. Bu durum hem kendileri hem de çevresindekiler için son derece rahatsız edici olabilir. Uygun Terapi yöntemleri ile tedavi edilebilir.
Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır. Bireyin sınava yüklediği anlamlar, sınavla ilgili zihinde oluşturulan imaj, sınav sonrası duruma ilişkin atıflar ve sınav sonrası elde edilecek kazanımlara verilen önem sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkilidir. Düşünce ve inançları sorgulamak (gerçekçi olmayan düşünme alışkanlıklarını farklı bir gözle yeniden değerlendirmek), Nefes egzersizleri, Gevşeme egzersizleri, Düşünceleri durdurma tekniği, Dikkatini başka noktalara odaklama tekniği gibi birçok teknik kullanılarak tedavi edilebilir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), son derece önemli akademik, sosyal ve psikiyatrik sorunlara yol açabilen ve olumsuz etkileri yaşam boyu sürebilen bir hastalıktır.DEHB tedavisinde ilk adım psikoeğitimdir. Bu hastalık hakkında ailenin bilinçlendirilmesi, nasıl bir tedavi izleneceği ve tedavi olunmadığı durumlarda ne gibi sorunlarla karşılaşılacağı hakkında bilgi verilmesidir. DEHB tedavisinde hastanın yaşı önemlidir eğer tedavi gören kişi çocuk ve ergen ise ailenin de tedaviye katılması tedaviye olumlu katkı sağlayacak ve iyileşmenin hızını artıracaktır. Aynı zamanda ailenin dışında bulunulan sosyal ortamdaki bireylerin de tedaviye katkı sağlamaları beklenir. DEHB tedavisi hastanın kriterlerine göre ilaç kullanımı ve terapi yöntemiyle yapılır.
Söz konusu çocuklar olunca en doğal ve kendilerini rahat ifade edebildikleri ortam, yani oyunlarıdır. Oyun ve oyuncaklar aracılığı ile çocukların ihtiyaçlarını ifade etmelerine yoğunlaşan özel işleve oyun terapisi denir. Güvenli bir ortam yaratan eğitimli bir oyun terapisti ile çocuklar istedikleri gibi oynamaya cesaretlendirilirler. Bu işlevde çocukların duygusal problemlerini ifade etmelerine yönelik çok çeşitli oyuncaklar çocuklara sunulmuştur. Çocuklar; sanat, kum, hayal gücü, masal gibi oyun terapisinin çeşitli araçlarını kullanarak kendilerini ifade etme şansına sahip olurlar. Oyun terapisi, travmatik deneyimler geçiren çocukların duygularına ulaşmayı sağlar. Bunlara nasıl mücadele edeceklerini öğretir.
Cinsel terapi; cinsel hayatta sorunları bulunan birey veya çiftlere, cinsel sorunlar konusunda alanında uzman psikoterapist tarafından uygulanan zihinsel tedavi biçimidir. Cinsel terapide, kişilere kesinlikle fiziksel olarak temas edilmez. Yalnızca konuşma terapileri uygulanarak, cinsel sorunun temeline inilerek çözüm elde edilmeye çalışılır. Cinsel terapilerin öncelikli amacı, bireyleri cinsellik konusunda eğitmek olacaktır. Buna ek olarak bireylerin cinsel sorunlarının kaynağı öğrenilir.
Aile ve çift terapisi; değişim ve gelişimi sağlamak adına, aileler ve çiftler arasındaki yakın ilişkinin çalışıldığı, psikoterapinin bir dalıdır. Bireylerin diğer insanlarla kurdukları ilişkiler, ruh sağlıkları ve duygusal doyumları açısından çok önemlidir. Özellikler ebeveyn, eş ve çocuklar gibi kişilerle kurulan yakın ilişkilerde, bu rol daha belirgin bir hal alır. Bu yakın ilişkilerden birisi olan evlilik ilişkisinde, eşler zaman zaman çatışmalar, zorlu ve sıkıntılı dönemler yaşayabilirler. Aile ve çift terapisinde amaç, aile içinde ve çiftler arasında yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerin ele alınarak çatışmaların çözülebilmesi ve tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişiminin ve gelişiminin sağlanmasıdır. Hem aile içi ilişkileri düzenlenmesi hem de diğer insanlar ve durumlar ile ilişkilerin düzenlenmesi hedeflenmektedir.
Travma, birey üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan yaşantılardır. Travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde hem ilaçların hem de psikolojik tedavilerin etkili olduğu gösterilmiştir. Travmatik olaydan herkesin aynı oranda etkilenmediği açıktır. Bazı kişiler için travmatik stres belirtileri iş ve sosyal hayatı çok ciddi biçimde engelliyor olabilir. Bu nedenle travmanın etkilerinin giderilmesi için herkesin ihtiyacına göre farklı tedavi yaklaşımları planlanmalıdır. Yardım aramaktan kaçınmamak ise tedavinin ilk basamağıdır. Kendinizde veya yakınlarınızda travma ile ilgili ruhsal sorunlar gözlüyor iseniz, bu konuda danışmanlık ve bilgi alabileceğiniz merkezlere başvurunuz.
Panik atak, ani ve düzenli olarak bir panik ya da korku hissinin etkisi altında kalınan bir anksiyete bozukluğudur. Hemen herkes belli zamanlarda endişe ve panik hissi yaşayabilir. Bu his gergin, stresli veya tehlikeli durumlara karşı verilen doğal bir tepkidir. Ancak panik atak bozukluğundan muzdarip bir kişi için anksiyete, endişe, panik ve stres duyguları hem düzenli olarak, hem de genellikle belirgin bir sebep olmaksızın ortaya çıkar. Panik Bozukluğu ise panik atak ile ilişkili bir ruhsal rahatsızlıktır. Beklenmedik şekilde tekrarlayan panik atakları, bu atakların gerçekleşmesi beklentisinin ortaya çıkardığı bir kaygı, ve panik atak sırasında gerçekleşen semptomlardan dolayı ölme ya da zarar görme kaygısı nedeniyle hayatın doğal akışına uyum sağlamakta güçlük çekme şeklinde gözlemlenir. Bu gibi durumlarda bir uzmandan yardım almak için Psikolojik Danışma Merkezine başvurulabilir.
element element element element element